Yeni bir başlangıç

Cuma, Eylül 06, 2013

Biraz kendimden konuşmak istiyorum. Hırslı biriyimdir ama hiç bir zaman birini hırs yapmamışımdır. Kendı hırslarım vardır başarı anlamında, ancak hiç kimseyi hırs birimim olarak kullanmadım. İnsanlara hırs nedeni olsam da ben hep onları takdir eden, saygı duyan bir insan oldum. İşte bir numaralı hatam bu. Başta bu değişecek. Hayatımda yepyeni tertemiz bir sayfa açıyorum. Çoğu insanın eline böyle bir fırsat geçmez. Ama şanslıyım ki böyle bir şansım var. Bembeyeaz bir sayfa. Yeni bir şehir, uzun bir süre, yapabileceğim milyon tane şey, gezebileceğim sürüsüyle yer, tanışabileceğim yepyeni insanlar... Bana iyi gelecek. Buradan derslerle ayrılıyorum. Hayat çok acı dersler öğretti bana burada. Çok hatalarım var. Batırdım dediğim, yarım bıraktığım çok konu, ve bir o kadar da düşmanım var. Biliyorum çünkü onları ben yarattım.

Şu var ki artık eski ben değilim. Öyle hissetmiyorum, öyle yaşamıyorum. O yüzden hayatımı yeni dicle üzerine kurabileceğim yepyeni bir yere gidiyorum. Vay be! Gidiyorum. Yıllarca bekledim ve en sonunda gidiyorum. 

Sil

Artık çok yoruldum senin gelgitlerini beklemekten. Belli ki buna bir son vermek gerek. Kafam karışık, içim buruk. Seni seviyorum ama gitmem gerek. Gidiyorum işte istedigin kadar zaman senin. Ben yokum artık, bu şehir de senin. Sil numaramı o da kalmasin sende. Hatırlama beni yaşatma gözlerinde. Unut gitsin herşeyi bana dair.  Çünkü ben bunu yapacağım. Senden çok uzakta seni unutacağım. 

Kol Düğmesi

Perşembe, Eylül 05, 2013

Sana kol düğmesi alacaktim ayrıldığımız o sene. Doğum gününe az kalmıştı. Ama dayanamamıştık. Daha doğrusu dayanamamıştım. Kol düğmeleri alacaktım motor şeklinde. Beyaz bir gömlekle. Ne de yakışırdı o siyah gozlerine. O saçlarını. Ah nasıl unuturum saçlarını. Sonra aldım o kol düğmelerini. Şimdi toprağına gömeceğim. Sana veremediğim son hediyem. Umarim kabul edersin. Rahat uyu sevdiğim. 

Yok

Çarşamba, Eylül 04, 2013

Sen hiç sevdiğini kaybettin mi? Hiç sevdiğini toprağın altına verdin mi? O soğuk cansız bedenine sarılıp öptün mü? Hiç yalvardın mı geri gelmesi için? Kavga bile etmeye razı oldun mu? Bedel öder miydin dönmesi için?

Toprağın altına verdim sevdiğimi. Açılan bir mezar izledim. Yavaş yavaş indirilen bir kefen ve bir zamanlar dokunmaya kıyamadığın bedeninin oraya konuşu. Beyaz bir mezar taşı. Kara toprak. Canım yanıyor. Alışamıyorum bu fikre. Yoksun. YOK. 

Canın Yanar

Hani kalabalıklarda onun yüzünü ararsın. Bir karşılaşma umudu. Belki yüzünü tekrar görürüm düşünceleri. Ama bilirsin o artık yok. Hep o umut yaşar ya hani içinde. Bir karşılaşma anı, belki bilindik bir film karesi gibi. Saniyelik bir olay. Ama bilirsin o artık yok. İşte gerçekten olmadığını bildiğin an. Kalabalıklara bakmayı bırakırsın. Çünkü bilirsin o artık yok. Kalabaliklara bakan gözlerin yaşlarla dolar, başın öne eğilir. Bir ah dersin için sızlar. Canın çok ama çok yanar.