Asû

Cuma, Mayıs 11, 2012


Asû

suçu büyüktü âsû'nun göklerecek
taş atmıştı güneşe doğru
bilinmeyen türküsünde
bilinmeyen çağından

açtı uykusuzdu sayrıydı
dolmuştu şeytanların soluğu derisine
kötü bir ışık
ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların

sövmüş tanrısına sövmüş
âsû âsû
yakılacak yakılacak
âsû âsû

doymuşlar bir ilk zaman içinde
ki sürer sıcaklığı karın karın
kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
doymuşlar yellerle yıldızla yalazla

var olmanın yeğnikliği alna çizilmiş
kötü ruhlar uyusun türlü boyalar içre
ve ta masallara uzanır
dudakların kızıl süsleri

agaç, davulların seslerinden
âsû âsû
yeşiller allar sarılar
âsû âsû

halay çeker korku
uzak kuşakların acısına karışık
yontulmuş taşlarda susar
güçsüz yumuşaklığı etin

büyünün kara kanını üfler boynuzlara
toprakta kök
açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
ve avın kurtuluşu işte

kişinin gücü tanrının büyüklüğüne
âsû âsû
yankılanır dağdan dağa insandan insana
âsû âsû

devrilmiş gözleri ak
patlamış ürküden göğsü
bütün oba ateş bütün oba ölüm
bütün oba çırılçıplak

açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
düşer elleri
yaşaması parlamaz ama âsû'nun
ölüsü parlar

aydınlık yitiverir yeryüzü yalnızlığından
âsû âsû
seni senin karanlığın sever ancak
âsû âsû

Fazıl Hüsnü Dağlarca

0 yorum:

Yorum Gönder