Sana çok ihtiyacım var. Seni görmeye değil, konuşmasak bile varlığını bilmeye ihtiyacım var. Doluyor gözlerim içim acıyor. Sana erişilmezliğin sessizliği etrafımı kaplıyor. Gece oluyor, daha da karanlıklar çöküyor gözlerime, beynime.
Bir ah diyorum canım acıyor.
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Zor
Pazartesi, Kasım 25, 2013
Sen her gün daha çok büyüyorsun içimde. Paylaşmıyorum seni kimseyle, içimde tüm duygularım.
Beklentim yok artık sana dair. Zor sadece. Sen olmadan seni yaşamak. Zor gelen bu değil, bunu sana hiç bir zaman anlatamayacak olmam zor. Tek taraflı sevgiyi yaşatma savaşı. Senin için savaşıyorum. Senin bunu göremiyor olman zor.
Beklentim yok artık sana dair. Zor sadece. Sen olmadan seni yaşamak. Zor gelen bu değil, bunu sana hiç bir zaman anlatamayacak olmam zor. Tek taraflı sevgiyi yaşatma savaşı. Senin için savaşıyorum. Senin bunu göremiyor olman zor.
Gidiyor
Salı, Kasım 19, 2013
İçini çıkarıp o kağıda dökmek istiyorsun ama olmuyor işte. Olmuyor. İstediğin kadar yaz, o artık duymuyor. O gidiyor. Ne yaparsan yap gidiyor.
Hatalar
Pazar, Kasım 17, 2013
Hatalarımızın bedelini kaç kerede öderiz? Bir kere de öderiz, suçlanırız, pişman oluruz ve geçer gider mi? Yoksa ömür boyu kalır mı o yük sırtımızda?
Hataların bedeli ödenir mi?
Hataların bedeli ödenir mi?
Yaptıklarımı geri alamam elbet. Ama hata olduklarını görebiliyorum en azından. Kendi adıma bunu başardım diyebilirim. Evet hatalar, pişmanlıklar, vicdan azabı falan bunlar devam. Peki hatalarını kabullenip yaşamaya ne zaman başlayabilirsin? Hayatından giden canından çok sevdiğin insanlar çok geride kalınca mı? Ne olacak peki? Bundan sonra ne gelecek? Hepsi gittiler zaten, dahası ne olacak?
Bugün kendine karşı şefkatli olacak mısın? Bu sefer aynada kendine bakıp “Yapmış olduğum şey için çok üzgünüm. Ancak ne kadar daha fazla üzülürsem, o kadar daha fazla suçluluk duygusundan kurtulmak için uğraşmam gerekecek” diyebilecek misin?
Yaptığın yanlışı alıp bir çukura gömecek misin? Ve bu yanlışın intikamını kendinden almaktan vazgeçmen gerektiğini anlayarak, ihanet ettiğin kişinin karşındaki kadar kendin de olduğunun bilincinde, hem onun hem kendin için şükredebilecek misin?
Bunu yapabilecek misin?
Bugün kendine karşı şefkatli olacak mısın? Bu sefer aynada kendine bakıp “Yapmış olduğum şey için çok üzgünüm. Ancak ne kadar daha fazla üzülürsem, o kadar daha fazla suçluluk duygusundan kurtulmak için uğraşmam gerekecek” diyebilecek misin?
Yaptığın yanlışı alıp bir çukura gömecek misin? Ve bu yanlışın intikamını kendinden almaktan vazgeçmen gerektiğini anlayarak, ihanet ettiğin kişinin karşındaki kadar kendin de olduğunun bilincinde, hem onun hem kendin için şükredebilecek misin?
Bunu yapabilecek misin?
Bir de
Çarşamba, Kasım 13, 2013
Bir de tüm iyi geceler diyemediklerime... İyi geceler, rahat uyuyun.
Geçmişim Bir USB Bellek
Geçmişinizi bir usb bellek gibi düşünün. İçinde anılarınız, mutluluklarınız, pişmanlıklarınız, tüm hafızanızda biriktirdiklerinizi kaydettiğiniz sihirli bir kutu gibi. Yeri geldiğinde bakılması gereken, sürekli ona bağlı yaşanmaması gereken ufacık bir kutu.
Ders Çıkarmak
İnsanlara bakıyorum, şaşırıyorum. Sanki birinin gitmesi, kurban edilmesi gerekliymiş her şeyi unutmaları için. Bana gelip söyledikleri "yok abi karşıma çıkmasın, çıksa da konuşmam" cümleleri, "onunla bunu yapıyormuş, beni aramadı!" yakınmaları sen gidince sona erdi. Sen gittin ama hiç birinin canı benimki kadar yanmadı. Onlar sen gidince beni kurban etti. Ben de gittim oynasınlar hayvanat bahçesindeki kafeslerinde. İnsanız diye geçiniyorlar ama ne olduklarını dışardan baksalar bile anlayamazlar. Yazık bunlar için senle birbirimizi kırmışız onca zaman. Al işte bir pişmanlık daha listeye eklenecek. Ders çıkarmak mı? O kadar akıllı olsam şu an mutsuz olmazdım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)