Anneler Günü
Pazartesi, Mayıs 13, 2013
Tam kapıdan çıkıyordu. Durdu. Geri döndü. "Vedalaşmayı unuttum" dedi içinden. "Hoşçakalin" diyip öptü herkesi tek tek. Acı çeken tek oydu. Herkes üzgün bir surat takınmıştı ancak içi yanan sadece oydu. Kalbi yanıyordu, kaburgalarını ateşe verip derisini delip geçmek istiyordu. Duramıyordu yerinde. Kapıya yönelmişti ama son bir kez daha dönüp kendi oğluna bakmıştı. Sanki orada onu bir tek anlayan o gibiydi. Göz göze geldiler ve farkettiki oğlu göz yaşlarını içine akıtıyordu, o kapıdan çıkıp gidince oğlu rahatlayacaktı. "Gitmeliyim!" dedi ve çıktı kapıdan. Bugün anneler günüydü, yetişmesi lazımdı annesinin son dakikalarina. Ona söz vermişti, yetişecekti, ona son anneler günü hediyesini verecekti. Sıkıca tutuyordu paketi. Eşi arabada bekliyordu. Sokağa çıktığında bir an gökyüzüne bakti. Umut etti içinden annesine yetişebilmeyi. "lütfen" dedi. İç çekip arabaya yöneldi. İşte o anda olan oldu. Telefonu çaldı. Arayan annesinin doktoruydu. Ona en acı anneler günü hediyesini verdi. Annesini kaybetmişti, umarsiz doktor rahat konuşuyor cenaze işlemlerini soruyordu. Donakalmıştı. Telefonu kapatti. Kaldirim kenarina oturdu. Elindeki pakete sarildi ve ağlamaya başladi. İçli içli ağlıyordu. O kadar içliydi ki kuşlar sustu, sokak durdu hayat durdu. Arabalar geçmez kuşlar ötmez oldu. Hayat ve sokak sessizleşti. Tek duyulan onun hıçkırıklarıydı. Kocası soğuk kanlılıkla arabada beklemeye devam ediyordu. Koşarak apartmandan çıkan iki kadin kucaklayıp kaldırdı. Ağızları oynuyor ama sesleri çıkmıyordu. Kalktı ayağa ve hayat geri geldi. Arabalar geçti kuşlar öttü. Yine paketine sarildi. Göz yaşlarıyla arbaya yöneldi. Koltuğa oturdu ve o an herşey bitti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder