*hüzün mü kaplı bu şehir, yoksa ben mi hep mutsuzum?
sokakları boşken güzel gelir şehir ama kalabalığın peşinden giderim hep
yalnızlık korkusudur belki, gecenin beni içine çekişinden bu kaçışlar
*çok düşünürüm, çok karışır kafam
sustukça susarım, bana ben lazımım.
*çalsın o şarkı fonda. yaklaş. gözlerin sıcacık, bana bakmaya devam etsinler.
*hayatı neden bu kadar sorguluyorum? ya da daha doğrusu kendimi neden bu kadar sorguluyorum?
*dost musun düşman mı? aydınlık mı karanlık mı? ne saklı içinde bazen karar veremiyorum.
*çok uzaksın. çok dalgalısın. bazen gelgitlerinle beni o dalgarında boğuyorsun. bırak beni düze çıkayım, yaşamak istiyorum daha. çok yol var önümde. belki de çok kısa. ama daha vaktim var.
*yoksun.
*beni bana bırak, zorlama.
*sahte gülüşün öyle büyük ki kendin kayboluyorsun içinde.
*senin yanın lavanta tarlası gibi; güzel kokan ama arılarla dolu olan kocaman bir tarla. dikenlerini batırmaya hep hazırsın.
*beni affet!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder