Magic

Çarşamba, Ekim 31, 2012

Şu an hayatım tam olarak:

Bakan Kör

Pazartesi, Ekim 29, 2012

Göz kapaklarını ağırlaştıran makyajının altında dolan gözlerinin fark edilmemesi çok normaldi. Öyle hüzünlüydü ki hüznü kadar koyu bir makyaj yapmıştı. İçine içine boyamıştı gözlerini. 24 yıllık bedeninde 54 yıllık yorgunluk vardı. Kırılmaların izleriydi yüzündeki kıvrımlar. Kırıla kırıla kömür kalıntıları kıvamını almış bir kalpti onunkisi. Ne hayattan bir beklentisi ne de bir umudu kalmıştı. Yaşamak için yaşar olmuştu, tükenmek için ise tüketen. Duygu açıydı o, yetmez olmuştu hisler ona. Satın alınabiliyor olsa gidip tüm parasıyla duygu alıp onları da tüketirdi. Bitmişti. O koyu makyajın altında saklanan gözler artık kördü, tam anlamıyla bir bakan kördü.

Hayat Şaşkınıyım Ben

Salı, Ekim 23, 2012

Sen gittin diye mi var bu hisler merak ediyorum. Hislerim var benim hayatın anlamsızlığına dahil ve emin olamıyorum senleyken de bu kadar anlamsız değil miydi her şey aslında? Ben mi kandırıyordum kendimi yoksa sen mi anlam katmıştın bana, hayata ve hatta hayata dair tüm şaşırmalarıma? Hayat şaşkınıyım ben aslında. Etrafıma bakıp şaşkınlıktan kalakalıyorum. her geçen gün başka şeylere şaşırıp duruyorum. Dedim ya hayat şaşkını. Bunu sana neden bağladım onu da bilmiyorum. Belki bugün fotoğrafların çok karşıma çıktığı içindir. Belki içimde bir yerlerde hala seni düşünüp ne yapıyordur diye merak ettiğim içindir. Belki belki hayır bu kadar fazlasını şu an itiraf etmiycem, edemiycem.

Guzel olmaz mi?

Cumartesi, Ekim 13, 2012

Bazi şeyleri olucağinin çok belli olduğu anlar vardır mesela öpüşülecek an. Çok bellidir ne zaman olacağı. Her iki taraf gözlerin içine bakip ardından dudaklara bakip sonrasinda yaklaşıyorsa tamamdır eylem gerçekleşecektir. Ama böyle olmasa keşke. Ben hiç beklemezken öpse beni, hiç tahmin etmediğim bir senaryoyu oynasa bana ve ben de onu alkişlasam guzel olmaz mi hiç?

İsterim ki :)

Perşembe, Ekim 11, 2012

Özetler

Bir aşkın kısa bir kesitine şahit oldum. Uzatmalarini oynuyorlardı. Firarlar başlamıştı. Sonuç; koptular.
Birbirlerinden birer parça alarak uzaklaştılar. Ya da öyle sandılar. Kapalı kapilar ardinda birbirleri için ağladilar, ve isimlerini sayıklayarak şişelerin dibini gördüler. Kadeh bir ölçü olmaktan çıkmıştı çünkü. Sevmişlerdi belliki. Sevmek gibi zor bir işi başardıkları için şanslılardı ne de olsa pek çoğumuzun dilinin yanip elini ayağını çektiği bir eylemdi bu sevmek denen eylem.
Kopamamişlardi. Başka kollarda mutluluk pozu vermek için bulmuşlardi birilerini. Ki başardilarda bunu. Mutlu rolu yapma dalinda hayattan odullerini ickiler ve yalnizlikla almislardi. Kopamadilar. Birlesen ellerle bitti geceleri apansiz karsilasmalar sonucu. Ancak nafile. Mutlu rolu yapmaya o kadar kaptirmislar ki kendilerini yitirmelerin farkinda degiller.

"Who are we to be emotional?
Who are we to play with hearts and throw away it all?
Oh, who are we to turn each other's heads?
Who are we to find ourselves in other people's beds?"

Yapılan tam olarak buydu. Cinnetler, nispetler ve eziyetler ama aslinda tek eylemdi ozetleri; aglamak.

Korkak

Çarşamba, Ekim 10, 2012

Karşıma geçip konuştun onca zaman. Milyonlarca kelime türettin ve tükettin. Söyledin söyledin, ben hep dinledim. Boş oyalanmalardı benim için senin sözlerin. Kulaklarıma pamuk tıkamadan da olsa dinledim. Bana milyonlarca hikaye anlattın, yazdın durdun. Yazardın ne de olsa, kimliklere bürünüp kitaplarından karakterler oynadın. Pek çok insan yarattın ve anlattın. Hayattaki yansımaları da bunlar dedin. Hatta ve hatta isim verdin. Hepsinin arkasından tonlarca laf ettin. Sözler verdin. Ama özetle konuşup konuşup kafamı şişirdin. Patlama noktamda hayatımdan seni menettim. Şimdiyse kalkıp arkasından laf ettiklerinle görüşüyor olman, ettiğin lafların arkasında durmakta  ne kadar aciz olduğunun göstergesi. Tabii yazarsın ne de olsa. Böyle yapar yazarlar işte. Ama sen yazar bile değilmişsin, olamamışssın, senden olmamış. Aslında sen hep acizdin, evim mabedim modunda sokaklardan korkan hızlı adımlarla dünyayı katettiğini zannedendin yine de hayata bir adım attığında 4 adım geri dönendin.

Sorarım Kendime

Salı, Ekim 09, 2012


Üzerine konuşmayı bile gerektirmeyecek, anlamı su götürmez bir soru. Cevabı ise hiç olmadı, hiç bir zamanda olmayacak, olamayacak.

Keep Calm and ...

Perşembe, Ekim 04, 2012




Mute yourself and tune in. Turn up the volume and ignore your screams. Accept the situation and calm down. Keep calm and forget him.

Ayıl

Gözlerinin dolduğu anda shuffle'dan şansına Vega'nin çikmasi ve çikan şarkinin da Alişamadim Yokluğuna olmasi Tanri'nin sana en sert "gunaydin, hadi ayil" mesajidir! Kahretsin kayip bir güne daha hoş geldim, açılışı yaptım.

Tebrikler! Artık Yaşıyorsun

Salı, Ekim 02, 2012

Geçmişinin zayıflık olduğunu düşünmekten vazgeçtiğin an kendini affettiğin andır. Artık ne doğduğuna pişmansındır ne de yaşadığına. Hataların da batmıyordur artık. Onlarla da barışmışsındır ve huzurlu hissedersin. Uykuların da bölük pörçük değildik belki, derin uykulara dalabilicek kadar kaygısız olabilmişsindir. Dalgalar durulmuştur, boğulmuyorsundur rüyalarında, kabusların bile bırakmıştır peşini. Uğultu sesleri de kafanı izler bırakar da olsa terkediyorsa artık sen olmuşsundur. Hatta hayatın ta kendisi olmuşsundur. Ve artık yaşamaktasın.

The Problem with the World

Pazartesi, Ekim 01, 2012

İşte tam olarak bu aslında insanlığın sorunu.