Damlalar

Pazartesi, Kasım 30, 2009

Bir sonbahar günü. Hava puslu, insanlar dertli... Bu kargaşa/karmaşa içerisinde çok zor fark etmek amaçsızca düşen yağmur damlalarını. Kıymet bilmeden hoyratça harcananıyorlar. Değeri bilinmeyenler, sadece yitip gidince farkedilirler. Farkında değiliz ne kadar değerliler. Ondandır hain kesilmek yağmurlara. Ama yağmurdan korkulmamalı. Onunla bir olup bu damlaların keyfine varmalı, köşe bucak kaçmak yerine indirip şemsiyeleri ıslanmanın tadına varmalı.

Alışkanlık

Cumartesi, Kasım 28, 2009

Düşümüzde yaşattığımız aşklar mı neden oluyor gerçek hayatımızda yaşadığımız aşkların bizi hüsrana uğratmasına... Yoksa zaten aşklarımıza o düşselliği biz yükleyip biz mi siliyoruz kusurları ya da onları dahi yüceltiyoruz... Hiç bitmeyecek bir aşk ancak düşsel olduğunda mı mümkün, zaten ve hepimiz aslında bir düşün peşinde miyiz?

Bu nedenle mi aşka şekil biçip, bir düşsel sevgiliye aşkımızı adarız... Yoksa bundan mı o aşkın bir ömrü kaplaması... Ne birlikte olmak ne de ayrı kalmak bir sihirli formül de her seferinde yanılmamızın kaçınılmaz olması ondan veya...

Aşklarımız kadar vazgeçilmez değil midir alışkanlıklarımız... Ama onları da değiştirmek hatta tümüyle veda etmek mecburiyetinde de kalırız bazen; o zaman aşk acısından daha az yanmaz canımız yine de katlanırız...Kâh yeni bir aşk bulmuş gibi, kâh geçmiştekini unutur gibi farklı alışkanlıklar ediniyor, yine ve yeniden bağlanıyoruz...

Yaşamaya da alışıyoruz ve içimizden birilerini yok edip, tozlu yolları göze alıyoruz. O büyük 'alışkanlıktan' korkusuzca uzaklaşıyoruz...