yasakmış bilemedim

Salı, Ocak 24, 2012

Sevmenin yasak olduğu zamanda sevdim seni. Yasakmış, yanlışmış sevmek. Değersizmiş. Suç işledim. Sevdim. Sevmemek makbulmüş. Sevmedin., iyi ettin tabii mutlusun ya şimdi?

Bilemedim ben yasakları. İlk gördüğüm anda sevdim. İlk an. İlk saniye. O ciğerlerime giren nefesle, durduğun yere bakan gözlerle sevdim. Hatta taptım. Öldüm sana. Zaten sonunda da öldürdün beni. Bitirdin beni. Bitiğim şu an. Yitik.

son buluşma

Cumartesi, Ocak 21, 2012

son kez bir yerde oturacağız, beraber milyon kere nefes alacağız, zaman geçecek, gün bitecek, ve biz yitip gideceğiz.

son buluşma böyle bir şey olur bence. karşılıklı sus pus oturma. ne diyeceğini bilememe. bir taraf bitirmiş, diğer taraf ise bitmiş-gitmiş. biri rahat, biri korkak. biri sakin, diğeri bulutlu. karşılıklı sessizlikle oturulur, son kahveler içilir, son hatıralık bakışlar atılır, göz yaşları içe akıtılır, farklıdır bu sefer vedalaşma, el sıkışılır, erkek kızı eve bırakmaz bu sefer, kız başlar yürümeye, oğlan biner arabasına, giderler kendi yollarına, tüketilmiş nefes kalır arkalarında, yıllar kalır, anılar kalır, hatıralar kalır.

nefret et, unut (keşke)

Bu beyin neler yapıyor bana? Düşünmek istemediğim şeyleri düşünmek zorunda bırakılmak. En kötüsü aslında unutmak istediklerimi asla unutamamak. Onu, onunla ilgili her şeyi, her hatırayı, her detayı, her yaşananı silmek yok etmek yok saymak hiç olmamış saymak istiyorum. Bir kimlikten nefret bu. Yaşanmışlıklarından, sarfiyatlarından ve benliğinden nefret. Nefret ediyorum. Ama yetmiyor bu unutmama. Unutamıyorum.

Savur sözcükleri gitsin

Cuma, Ocak 13, 2012

Yaz ki akıt damarlarındaki zehri, vur sözcükleri yerden yere. Ez parçala duyguları sözcükleri vura vura. Her kalem dokunuşuyla savur küfürleri, kirlet sayfaları. Yaz ki rahatla. Aktar yükünü masum, suçsuz sayfalara. Günahlar onlarin olsun, boşluklar sana kalsın. Yaz gitsin, söz yerini bulsun, sen yurduna dön. Kapat defteri bu hikaye bitsin.