Büyük kaybetmek

Cumartesi, Haziran 23, 2012

Seni o kadar çok özlüyorum ki o kadar çok. Seni bırakıp giderken hiç bir şey hissetmeyeceğimi, arkamda kalıp rüzgara karışıp gideceğini, fotoğraflarda kalan yüzünün bile dökülüp kendi mutlu anlarımın kalacağını sanmıştım. Ne salakmışım, ben ne kaybetmişim! Ben nasıl kaybetmişim? Ben büyük kaybetmişim.

Ne düşünüyordum o zaman acaba? Acaba arasam açar mısın ? Şu an sesine ihtiyacım var. Şu an sana ihtiyacım var, sana. Sen. Neredesin acaba?

Dost

Şu hayatta tek ve gerçek bir dostum olduğunu bu gece bir kez daha öğrendim. Çünkü dost dediğin tek bir kelime ettiğinde eğlencesini, ortamını, arkadaşlarını, sevdiğini, içkisini bırakıp yanına koşarak gelendir. Tek bir kelime söyledim ona; sadece "kötüyüm" dedim. Aradan geçen iki dakika da "şarabı aç taksideyim" cevabı geldi. Budur işte. Bu. Dostunsa kötü olduğun anında yanındadır. Senin yeren, sayıp söven değil, canın yanarken yarana merhem olmaya gelendir. Dünyanın en gereksizleri tarafından yakılan canını en gereklileri bırakarak dindirmeye gelendir dost. 


Benim dostum var diyebilmek ne kadar güzel. Gözüm kapalı güvenebileceğim bir dost. Kollarında ölüp gidebileceğim, yanında her şeye ve her yere yürüyebileceğim bir dost. Sizin dostunuz var mı hiç ? Bence bu yazıyı okuduktan sonra bir kez daha düşünün. Şu yaşadığım lanet ortamda güvensizliklerini takınıp etrafımda dolanan insan suretlerinin içinde güvenebileceğim bir kişi var. Bir ve tek kişi. Şanslıyım dostum var. Şanslıyım şarap var. Şanslıyım her birinizi unutacak kadar dost muhabbetim ve şarabım var. 

Senler

Cuma, Haziran 22, 2012

Sorun sende. Sende değil de bende diyerek kendimi hiç kandıramayacağım. Sorun hep sende. Hep. Çünkü bırakıp giden hep sensin. Ben vazgeçen hiç olmadim. Hiç. Sen vazgeçip çekip giden oldun hep. Sen ya da hep senler.

Beyin imi

Perşembe, Haziran 21, 2012

Beynimiz var bizim. Beyin imi. Beyin imlerimiz var bizim. İmgelerimiz var bizim beyinlerimizde sakli. Beyin imleri.

Bilememişim

Yıllarım anılarım var demiştim, kalbimi dinlemiştim. Mantiğimi dinleseymişim senin gibi, şişe diplerinde hala seni aramazmışım meğer. Bilememişim, safmışım, sevmişim.

Nerdesin?

Çarşamba, Haziran 20, 2012

Biriyle konuşarak uyuyakalmayı özledim. Ah nerdesin?!

Tamamen haber alamaz duruma gelince çıldırılıyormuş. Bunu da gördük. Daha ne tür bir acı var acaba beni bekleyen? Yetmiyor bunca zamanın gönül yükü. Dinmiyor özlem. Ah dinmiyor...

Sözcüklere Dökmek

Pazar, Haziran 17, 2012

Sözlerle delik deşik etmeden duygulari rahat edemiyorum. İlla kelimeler kelimeler... Tarzim bu.

Hissedilenleri önce dile, kelimelere dökücem. Sonra kelimelerden anlamlar çikarip daha da kötüsü ifadesiz duygulari anlamlandirip kurup kurup yine dünyami kendime dar edicem. Saçma bir eziyet bu kendime yaptiğim. Nedendir bilmem bu kelimelere olan takintim, duymak ve sözlemekten aldigim bu mutluluk nedendir bilmem ama şeffafliktan gelir bu istegim. İsterim ki her şey dile getirilsin ki karişiklik olmasin. Bu kaos içinde karmaşa olmasin. Duygulari dile getirelim ki kalmasin ozelligi. Ya da ben daha fazla sacmalamiyim ki boylece bu yazinin az buçuk anlasilirliği kalsin.

Yollar

Cumartesi, Haziran 16, 2012

Gelip gitmeler basladi istanbul'a. Bi uzaklaşmalar bi kopmalar. Kirilmalar yaşamak güzel. Seni dibe vurdursa da insan oldugunu hatirlatiyor sana. Duygulardan yapildigini ve aslinda hep savastiginin o duygular oldugunu.

Yollar yaşadığımı hissettiriyor bana. Yollar güzel. Yol yapmak lazim. Çekip gitmek ve geri dönmemek lazim ama dönülüyor, el mahkum dönülüyor işte ve en çok o koyuyor.

Tekrar

Cumartesi, Haziran 09, 2012

Tekrar sevdim ya tekrar agzima edilsin diyeymis. Evet tekrarlarin tekrari yasansin diyeymis.

Acıyı Beyaz Sayfaya Akıtmak

Cuma, Haziran 08, 2012

İnsan bazen konuşamaz ya hani dili dönmez beyni uyuşmuştur acıdan ve çalışmaz ya. İşte öyle anlarda kelimelere sarılınır. Acı sayfalara akıtılır. Tam da öyle bir yazı bu işte:


Hoscakalin

Perşembe, Haziran 07, 2012

Bundan sonra hic bisey ayni olmayacak. Ipler koptu bu gece. Yangina verdim evi, soyledim sozlerimi. Yanan kapiyi cektim kolu beni yakti.

Sozum soz kendime donmem artik geri. Kapattim bu kapiyi, ardindakiler geride kaldi.

Hoscakalin, iyiydiniz ya sevmistim sizi. Neyse olur oyle

Rüya

Salı, Haziran 05, 2012

Çok özledim, çok ağladım. Beklenen var hep onu çok aradım. Olduğu yerlere gittim, camına baktım. Görmedim, göremedim. Böylesi daha mı iyi bilemedim. Ama özledim. Çok özledim. Rüyalarımda yaşananları tekrar yaşadım. Rüyalarımda. RÜYA. Artık sadece bir rüya.

Kırgınlık

Cuma, Haziran 01, 2012

Anılar biriktirmek lazım hafızalarda kaygı değil. Kaygılar biriktiren biriyim, bundan duvarlarım var etrafımda ve kırgınlıklarım var duvarlarıma çarpıp yıkılan insanlara. Büyük beklentilerim var onlardan hayal dünyalarını aşan.

Kırgınlıklar üzerinden iletişim kurar olmuşum ilişkilerimde. Farketmemişim hayatımın renklerini.

Kırgınlık biriktirmemek lazım. Kalbe ve beyine bu yükleri yüklememek lazım.